9 Ağustos 2012 Perşembe

Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Kalkınma


Son yıllarda, gezegenimizin geleceği ile ilgili artan kaygılarla birlikte bu konuda yapılması gerekenlere kafa yorma konusunda bilinç düzeyinin giderek arttığını düşünüyor ve gözlemliyoruz. Bu bilinçlenme bireysel, kurumsal ve devletler düzeyinde yükselişe geçti. Çevre ve insan yararına ve gelecek adına yapılan çalışmaların tanınan kimse ya da kurumlar eliyle ve önderliğinde yapılması elbette ki etkiyi arttırıyor. Örneğin 2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri eski başkan yardımcısı Al Gore’un An Unconvenient Truth (Uygunsuz Gerçek) belgeseli ile iklim değişikliğine dikkat çekmesi takdir topladığı gibi konuya ilginin artmasında da önemli rol oynadı.

Bu yazının konusu kurumsal düzeyde yapılanlara yönelik olacak ve iki önemli kavramı açıklamaya çalışacak : Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Kalkınma.
Birçok kişi kulaktan dolma bilgilerle “sürdürülebilirlik“ kavramını günlük hayatta “istikrarlı olmak” anlamında kullanmakta. Kelime anlamı olarak daimi olma yeteneği olarak açıklanabilecek olan sürdürülebilirlik (sustainability) kavramı, 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janerio şehrinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda ilk defa gündeme taşınmış ve o günden beri ekolojik sistemin çeşitliliği ve üretkenliğinin devamını anlatmada önemli bir unsur ve dayanak olmuş.  Sürdürülebilirlik kavramı için Amerikan Çevre Koruma Ajansı EPA (U.S. Environmental Protection Agency ) kısaca ; “direkt veya dolaylı olarak doğal çevremizde yaşamamız ve refah içinde olmamız için gerekli olan her şeydir” diye geniş bir tanımlama yapmış. Bu tanımın devamı sürdürülebilir kalkınmanın açıklanmasıyla bütünlük kazanır. Sürdürülebilir kalkınma ise yine BM Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından “ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemi” olarak açıklanmıştır.
Bugün de sürdürülebilirlik kavramı, ekonominin ve günlük hayatın hemen her alanında dillere pelesenk olmuş durumda. Hatta o kadar ki, kurumsal şirketler, yatırımcıları için hazırladıkları yıllık raporlarda sürdürülebilirlik adına yaptıklarını anlatarak artı puan toplama ve toplum önünde “doğaya ve insana saygılı yeşil kurum” imajı oluşturma ve katkı sağlama çabasında. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) da, bünyesinde işlem gören şirketler için “Sürdürülebilirlik Endeksi” projesini hayata geçirme aşamasında. Bu proje ile şirketlerin, küresel ısınma, doğal kaynakların tükenmesi, su kaynaklarının azalması, sağlık, güvenlik, istihdam gibi Türkiye ve dünya için önemli olan sürdürülebilirliğe ilişkin meselelere nasıl yaklaştıklarını ortaya koyacak, yaptıkları faaliyetlerin ve aldıkları kararların bağımsız bir gözle değerlendirilmesini sağlayacak bu proje ile endeks şirketleri “nasıl da yeşil bir kurum” olduklarını bir nevi tescil ettirmiş olacaklar.

Kurumsal düzeyde yapılanlar bireysel bazda yapılacak olanlara öncü olmak adına sevindirici. Günlük hayatta bizler ne kadar sürdürülebilir faaliyetler içerisindeyiz peki?  Günlük hayatta bir insanın yapabileceği sürdürülebilir faaliyetler şunlar olabilir :

-         Çöpleri tekrar kullanılabilecek olanlar ve olmayanlar şeklinde ayrıştırarak biriktirmek,
-         Lüzumlu olmayan lambaları kapatmak,
-         Düşük enerji tüketen yeni nesil eşyalar/elektronik ürünler kullanmak,
-         Sera gazı yayan spreyler kullanmamak,
-         Hem gıdada hem giyside organik ürünler kullanarak bu yönde talep yaratmak,
-         Musluklarda ve duşta suyu tasarruflu kullanmak,
-         Düşük karbon ayak izi olan ürünleri talep etmek ve kullanmak,
-         Mümkün olan yerlere toplu taşıma araçlarıyla gitmek,
-         Giyside ve eşyada moda peşinde koşmaktansa eldekileri modaya uydurmaya çalışmak,
-         Münkün olduğunca ağaç dikmek, ortamları yeşillendirmeye çalışmak ve mevcudu korumak,
-         Bağda bahçede doğada hiçbir canlıyı öldürmemek, her bir canlının besin zincirindeki yerini ve doğanın dengesine katkısını bilerek hareket etmek,
-         Yenilenebilir enerji kaynaklarını talep etmek dolayısıyla desteklemek

Ve en önemlisi :

 DOĞANIN BİR PARÇASI OLDUĞUMUZU BİLEREK KENDİNİ SEVMEK J



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder