17 Ekim 2012 Çarşamba

Yeşil İş - Green Business 2012






İş dünyası, sürdürülebilir gelecek esaslı bir iş dünyası modelinin kaçınılmaz olduğu gerçeği ve bu sorumluluk bilinciyle, tüm tarafları buluşturmayı hedefleyen Yeşil İş-Green Business 2012 ile dördüncü kez biraraya geliyor.

Yeşil İş-Green Bussiness 2012`de sürdürülebilirlik  ve yeşil ekonomi için, iş dünyasında son gelişmeler, yenilikler, uygulamalar, kanunlar, standartlar, teşvikler, mali ve mali olmayan riskler ve fırsatlar paylaşılacak.

Yeşil İş-Green Bussiness 2012 sürdürülebilir iş dünyasında tüm tarafları; karar vericileri, endüstri ve sektör temsilcilerini, yatırımcıları, yenilenebilir enerji yatırımcılarını, finans kuruluşlarını, yöneticileri, tedarikçileri, tasarımcıları, pazarlama uzmanlarını, teknik uzmanları, uygulayıcıları, devlet kuruluşlarını, karbon tedarikçilerini, danışmanlarını, global karbon piyasalarının temsilcilerini,  ve sivil toplum kuruluşlarını biraraya getirmeyi, tüm yenilikleri, uygulamaları, projeleri ve ürünleri paylaşmayı hedefliyor.

800'e yakın katılımcının yer aldığı 2011 yılındaki konferans sonunda 3600 adet ağaç dikilmiş ayrıca da konferans karbon nötr olarak gerçekleştirilmiş. Aynı durum 2012 yılı konferansında da gerçekleştirilecek.

Karbon nötr ne demek? Konfereans sonrasında ortaya çıkan CO2 salınımları hesaplanarak konferansın karbon ayak izi silinecek. Böylesi bir konferansa da bu yakışır!

Konferans 18-19 Ekim tarihlerinde Swissotel-The Bosphorus/İSTANBUL adresinde  ve dünyaca ünlü sürdürülebilirlik uzmanlarının katılımıyla gerçekleşecek.

Konferansın konunun ilgililerine ve aslında hepimize katkı sağlamasını umuyoruz. Bu konferansın sonuç bildirgesini sizlerle burada paylaşacağız.

Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Hayvan-sız Bir Yaşam Biçimi : Vejetaryenlik!





Yukarıda saydığım ve bir bölümü hayatta olmayan isimlerin ortak özellikleri nedir sizce?

Çok yormayayım sizi : Bu isimlerin her biri vejetaryen!

Yani hayvan-sız bir yaşam biçimini seçmişler..

Orhan Pamuk “Yeni Hayat” kitabının girişinde der ki : Bir kitap okudum, hayatım değişti! Ben de biraz önce bir kitaba rastladım, adı çok çarpıcı idi ve bu konuyu ele almaya karar verdim.

Vegan Diet-Animal Free Lifestyle.. Yazarı Hanna Getty.




Nedir vejetaryenlik ? Vejetaryenlik ya da diğer adıyla “etyemezlik” beslenmede et, balık, kümes hayvanı tüketmemektir. Birkaç türde vejetaryen var. Bir kısmı sadece kırmızı et yemezken, bazıları tüm hayvanların etlerini yemeyi reddetmekte, bazıları bu beslenme şekline yumurta ve süt yememeyi de dahil etmektedir. Hatta  aşırı vejetaryenler diyebileceğimiz bir kısmı ise, içinde jöle olan pastayı, jöle hayvan kemiklerinden sağlanan bir madde olduğu için yememek boyutunda bir tavır sergileyebiliyorlar.


Her vejetaryenin, bu yolu seçmekteki düşünce tarzı farklı. Kimisi canlıların, yenmek üzere beslenmesine karşı olduğu için, kimisi et yemeden beslenmenin daha sağlıklı olunacağını düşündüğünden, kimisi damak tadı olarak sevmediğinden..gibi. Ağırlıklı olarak sağlıklı beslenmek adına vejetaryen olanları görmekle beraber, bu bilinç düzeyindeki insanların çoğunun aynı zamanda, hayvanların yenmek üzere yetiştirilmemesi ve bu amaç için acı çektirilmemesi düşüncesini de taşıyor olduğunu söyleyebiliriz.

Çevre açısından ise, Vegan Turkiye’den öğrendiğimize göre; kırmızı et kaynağı bir ineğin bir günde atmosfere saldığı metan gazı 0,23 kg civarıdır. Bunun karbondioksit karşılığı 4,83 kg.CO2 olup tükettiğimiz pişmemiş 1 kg sığır eti için doğaya 34,6 kg karbondioksit salınmaktadır ve bu çevre açısından inanılmaz bir tahribattır.

Ayrıca vejetaryenlerin, hayvan yetiştirmek için ayrılan geniş arazilerde, çok daha fazla sebze-meyve yetiştirilebileceği tezleri ile, kırmızı et için yetiştirilen hayvanların çevreye saldığı CO2 miktarı ile, yeşilin ve ağaçların çevreyi temizleme gücünü kıyasladığınızda, vejetaryen olmak aynı zamanda çevre dostu olmak anlamına da geliyor.

Amerika ve İngiltere’de yapılan araştırmalar nüfuslarının yaklaşık %10’u civarının vejetaryen eğilimli beslendiği, daha az oranda da vejetaryenin olduğu yönünde. Türkiye’de ise sanırım matematiksel bir ifadeye gelmeyecek bir düzeydedir. İnternette biraz araştırma yaptığımızda da görüyoruz ki, bu tarz bir beslenmeye eğilim yavaş yavaş artmakta. Çokça websitesi ve takip edeni var. Herkesin yaşam biçimine ve tercihlerine saygılı olmakla birlikte, “insan kılığında HAYVAN”SIZ bir yaşam herkesin hakkı.

Sağlıcakla ve sevdiğinizle&sevdiğiniz gibi kalın!

4 Ekim 2012 Perşembe

Bugün Dünya İçin Ne Yaptın? Karbon Ayak İzine Bak!






Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Yani ulaşım, ısınma, enerji tüketimi ve satın aldığımız ürünler dolayısıyla atmosfere yaydığımız karbon miktarıdır.  İklim değişikliğine neden olan insan kaynaklı çevresel kirliliğin azaltılması için, bireysel bazda karbon ayak izimizi hesaplayıp, azaltılması için yapılması gerekenleri yapmazsak, üstelik de bir an önce yapmazsak, gelecek nesillere bırakacak temiz bir çevre olmayacak.

Buradan karbon ayak izinizi hesaplayarak, doğaya bireysel bazda ne ölçüde zarar verdiğinizi bulabilirsiniz. Sonuç faciaysa, duyarlı insanlar için yapılacak şey zararın telafisidir. Yani karbon ayak izimizi azaltmaktır. Nedir karbon ayak izimizi azaltmak için yapılabilecekler [1] :

Birincil (Direkt) Ayak İzinizi Azaltmak için Yapılabilecekler
  1. Tatiller
    Uçakla gitmeyin.
  2. Elektrik
    Yenilenebilir enerji kullanın.
  3. Doğalgaz
    Isınma için güneş enerjisi kullanının; bu yolla doğal gaz faturanızı yılda yüzde 70 oranında azaltabilirsiniz.
  4. Seyahat
    Mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanın. Yerel otobüs hizmetlerinizi öğrenin ve kullanın.
  5. Araba
    Paylaşma Yolculuk ayak izinizi azaltmak için işe giderken arabanızı paylaşabilirsiniz.
İkincil Ayak İzinizi Azaltmak İçin İpuçları
Birşeyler satın aldığınız zaman, bu ürünlerin nerelerde üretildiğini ve üretimde hangi maddelerin kullanıldığını göz önüne alın. İmalat ya da nakliyesinde yüksek emisyona sahip olan ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Sözgelimi:
  1. Şişe suyu
    Çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika ülkesinde musluk suyunu kullanma konusunda herhangi bir sakınma olmamasına rağmen insanlar şişe suyu alma konusunda ısrar etmektedir. Eğer şişe üzerinde volkanik kaynaklardan geldiği konusunda bir ibare varsa uzak bir yerden ithal edildiğinden emin olabilirsiniz. Suyun nakliyesinin karbon Ayak izini hayal edin. Bir de buna şişeleme ve/veya geridönüşümden kaynaklanan emisyonları ekleyin.
  2. Uzak mesafelerden gelen yiyecek ve içecekler
    Süpermarkete gittiğiniz zaman satın aldığınız yiyeceklerin hangi ülkeden geldiğini anlamak için etiketine bakınız. İngiltere’de sonbaharda Yeni Zelanda elması almaya gerek yoktur, ama insanlar buna pek dikkat etmezler. Dünyanın öteki ucundan gelen bir şişe şarabı satın alırken iki kez düşünün; çok daha fazla, ama çok daha az yol katetmiş yerel şarap bulabilirsiniz. Yapacağınız en iyi şey kendi meyve ve sebzelerinizi kendi bahçenizde yetiştirmek olacaktır. Bir elma ağacı diktiğinizde hem bir sürü mevyeye sahip olursunuz hem de bu ağaç atmosferdeki karbon miktarının azaltılmasına katkıda bulunur.
  3. Et tüketimi
    Et tüketmini, özellikle kırmızı et tüketimini azaltın.
  4. Uzak ülkelerden gelen elbiseler
    Satın almadan önce elbiselerin etiketlerini kontrol edin. Eğer 1000 milden daha uzak bir ülkeden gelmişse başka elbise aramaya devam edin.
  5. Fazla ambalajlanmış ürünler  
    Gereksiz ambalaja sahip ürün ve hizmetlerden uzak durun. Daha fazla söze gerek var mı?
Netice olarak düşük karbon ayak izi olan ürünleri talep edin.

Evet, basit kişisel önlemlerle karbon ayak izimizi azaltmak mümkün. Örneğin ısınma sırasında ev içi sıcaklığını 1oC daha azalttığımızda yılda en az 300 kg karbondioksitin atmosfere salımını engellemiş oluruz. Aynı şekilde gereksiz yere yanan lambaları söndürerek de en az 250 kg karbondioksitin salımını da engellemiş oluruz.

Ya da araba kullanmak durumundaysanız, motor gücü düşük modelleri seçin.

Eğer alışkanlıklarınızdan kolay vazgeçemiyorsanız da, doğaya saldığınız karbondioksit miktarını dengelemek için ağaç dikin! Örneğin, otomobiliniz için kullandığınız her 375 litre benzinin doğaya saldığı karbondioksiti dengelemek için 1 ağaç dikmeniz gerekiyor.

Bütün bunları önemsemiyorsanız da söylenebilecek tek şey var : GİDİN FOTOSENTEZ YAPIN!